Akupunktur Nedir?

Genel olarak çelik, gümüş veya altından yapılmış özel  iğnelerin, akupunktur noktalarına batırılmasıyla yapılan tedavi yöntemidir. Kulak ve vücudun belirli bölgelerinde akupunktur noktaları vardır. Bu noktalar iğne veya lazerle uyarılır. Bu noktaların uyarılması ile bedenin kendi kendisini iyileştirme gücü harekete geçirilir.

Tedavi, hastalığın tipine göre değişen sayıda seanslardan oluşur.Yan etkisi olmadan tedavide güvenle kullanılır. Akupunkturun tarihçesi 3000 yıl öncesine dayanır. Tüm dünyada ve ülkemizde akupunktur  hekimi tarafından uygulanmaktadır.

NASIL UYGULANIR?

Akupunktur iğneleri çok incedir. Akupunktur doktoru tarafından özel bir yöntemle hiç acı duyurmadan cilde batırılır. Tek kullanımlık olan bu iğneler vücutta ortalama 20 dakika kadar bekletilip( zaman zaman da uyarılır) yine ağrısız olarak çıkarılır. Bu zaman süresince ve sonrasında hasta akupunkturun olumlu etkilerini hisseder. Hasta rahatlar ve kendini çok iyi hisseder. Ayrıca kulaklara uygulanan iğneler bir hafta kadar acısız bir şekilde taşınır ve etkinliği devam eder.

TEDAVİDE NASIL KULLANILIR?

Akupunktur tedavisi seanslar halinde uygulanır. Her hastalıkta  farklı bir prosedür takip edilir. Örneğin ağrılı durumların tedavisinde ağrı kesici özelliği olan noktalara akupunktur iğneleri batırılıp 20 dakika sonra çıkarılır. 

HANGİ DURUMLARDA UYGULANIR?

WHO (dünya sağlık örgütü) tarafından akupunktur tedavisi uygulanabilecek hastalıklardan bazıları şunlardır:

• Sırt ve bel ağrıları
• Boyun ağrısı
• Omuzun periartriti
• Baş ağrıları ve migren
• Romatizma ağrıları
• Esansiyel hipertansiyon
• Depresyon
• Peptik ülser
• Sigara bağımlılığı
• Astım
• Stres tedavisi
• Obezite
• Alerji
• Uykusuzluk
• Adet öncesi gerginlik ve daha birçok rahatsızlıkta destekleyici tedavi olarak uygulanır.

Özellikle obezite tedavilerinde kişinin önerilen diyete uyum sorununu ortadan kaldırır. Açlığa karşı dayanıklığı artırır, iştah kontrolünü temin eder. Ayrıca metabolizma hızını düzenler ve kan şekerinin ani düşmesine engel olarak tatlı isteğini bastırır.

BİYOREZONANS VE BİYOREGÜLASYON

İnsan vücudunda her saniyede milyarlarca biyokimyasal reaksiyon meydana gelir. Bu kadar fazla reaksiyonu kontrol etmek sinirsel ya da hormonal yolla açıklanamaz. Hücreler , dokular iletişim ve kontrol için çok düşük salınımlı elektromanyetik dalgaları ve biofotonları kullanırlar. Bu iletişim sisteminde hastalık etkeni olabilen bakteriler, virüsler, parazitler ve toksik maddeler bozucu alan oluşturur.

Sebebi izah edilemeyen ve tedavisi başarılamayan birçok hastalıkta bu durum vardır İnsan vücudunda her biyolojik faaliyet sonucunda elektromanyetik dalgalar oluşur. Biyorezonans cihazı, bu çok zayıf elektromanyetik frekansları işlemek suretiyle tedavide etkili olur. Bio-rezonans terapileri esnasında cihaz çok düşük yoğunlukta sinyaller yaymaktadır.

Bu sinyaller ve frekanslar tedavi gören kişice hissedilemeyecek kadar düşük yoğunluktadır. Orta veya hafif derecede bir hafifleme hissiyatı hissedilebilir. Bu durum, organizma/metabolizma’nın kendi kendini “regüle” edip adaptasyon sürecinin gerçekleştiğine işarettir. Birçok hastalığın tedavisinde ve iyileşme süreçlerinin desteklenmesinde başarıyla kullanılır.

Bilgi alışverişinin endojen elektromanyetik alan etkileşimi ile gerçekleştirildiğini göz önünde bulunduracak olursak, sağlıklı bir organizmaya veya organa veya fizyolojik sürece karşılık gelen elektromanyetik alanlar, tedavi edilen organizmaya, doğru davranış biçimini seçmesi için 'ince ayar’ yapabilir. İşte biyorezonans terapisinin (BRT) yaptığı da budur.

Biyorezonans tedavisinde kullanılan cihazlar, ileri teknoloji ürünüdür ve benzer biyorezonans cihazları arasında çözünürlük ve hız bakımından en iyisidir. Biyorezonans cihazlarınız hızı, tedavi süresinde oldukça önemlidir. Düşük hızlı cihazlarda bir saat içersinde yalnızca bir tedavi frekanı çalışırken, kullandığımız cihazda 10 / 12  arasında tedavi frekansı çalışmaktadır.

Dr. Cenk PALA
Geleneksel Tamamlayıcı Tıp
22.02.2022